Kod

Bloglar
mobilya kulübü
Bloglar
mobilya kulübü
Bloglar
mobilya kulübü
Bumerang - Yazarkafe
Bumerang - Yazarkafe
Bumerang - Yazarkafe

20 Aralık 2017 Çarşamba

Hissizleştik be kardeşim.



     Şarap kültürüm ve damak tadım pek yok. Haa, alkol mü, yine de şükür o zaman. -Rakı abi. Yeni rakı.-


     ''Sevmiyorsun sen. Şımarık birisin. Fazla poh pohlamışlar seni. Hissizsin. Kendini kapatmışsın. Hiçbir şeye izin vermiyorsun. Siktir git!''


     ''La kalk! Bizde katılalım ölüyü anmaya. Herkes toplanmış yanımızda sen burada oturmuş kahve içiyorsun. Ayıp lan!''


     İki farklı diyalog. İkisi de bana söylenmiş cümleler. Yusuf Hayaloğlu'nun deyişi geliyor aklıma, hep: ''Hiçbiriniz hiçbir dilde beni anlamadınız.'' Anlamadınız amına koyim! ya da anlamak istemiyorsunuz, bilmiyorum. En büyük sorununuz EMPATİ yoksunuz olmanız. Bilmeden, öğrenmeden konuşuyor ve yorumluyorsunuz, yazık...


     Sevmiyorum, hiçbir şeyi. Daha kendini sevmeyen bir insan -sevemeyen demiyorum- başkalarını nasıl sevsin ? Çıkarcısınız oğlum hepiniz. Öğrendim, gördüm ben nasıl birer YARATIK olduğunuzu. Her anlamda.


     Sevdim, aşık oldum. Duygu ve hislerin en güzel en temizini düşündüm. Düşünmeseydim keşke. Sikiyorsunuz çünkü.


     Derdimi, acımı paylaşmak istedim; ya geçiştirdiniz ya da kendinizi öne attınız. Susturdunuz beni giderek. Sevgiyi, aşkı ve güzel olan her şeyi kitaplarda, kitapların kahramanlarında buldum ben. Sazlı-sözlü, bağrıyanık türküler de buldum. Hayvanlarda buldum. Gökyüzünde buldum. Yeryüzünde ve sizden hiçbir şey bulamadım ve bu saatten sonra da hiçbir beklentim yok sizlerden. ''Bana dokunmayan yılan bin yaşasın!'' Ha! aynen öyle işte. Hissizleştim. Hissizleştirdiniz. Ne acı umurumda ne de güzel. Hem biliyorum: Acı düştüğü yeri yakarmış sadece.. Öldüğüm zaman annem bile ben toprağa karıştığım vakit arkasını dönüp gidecek... Diyorsun, diyorsunuz ya hani bana öyle cümleler...


     Seviyorum ben be. En güzel ben seviyorum, ben severim, bilmiyorsunuz. Duygu ve hislerin en genişini yaşıyorum ben, bilmiyorsunuz. Olmayan birinin/birilerinin hayalini kurup oynatıyorum kafamda. Sizin haberiniz yok. O yüzden: Siktirin gidin!


     Ne yapayım ? Sahte gözyaşı etkinliğine ben de mi katılayım ? Kalabalık dağıldıktan sonra söylenenler, yapılanlar devam edecek mi ? En çok ben üzülüyorum, her şeye. Sen düşünüyorum. Siz(ler) 'anlık' yaşıyorsunuz, kandırmayın kimseyi. Umudum tükeneli çok oldu. Geriye bir kaç kırıntı vicdan ve merhametim kaldı. Bunlarla beni başbaşa bırakın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder